Sıkı bir radyo televizyon takipçisiyseniz sizin de dikkatinizi çekmiştir.
Genellikle aynı kadın ve erkek sesleri duyulur reklamlarda.
Peki bu kadar çok seslendirmen var iken, Türkiye seslendirme-dublaj konusunda gelişmiş ülkelerin arasında parmakla gösterilirken, neden reklam seslendirmenliği pastasının çoğunluğu ortalama 20 kişilik bir ekip arasında dağılır.
Bunun cevabı basit.
Sektörüne yeni giren bir firma sizin güveninizi kazanmak için tanıdığınız sesler ve yüzlerle karşınıza çıkar. Aynı sesle başlayan firmalarda kurumsallık gereği o sesle devam ederler..
Arkadaş olmak istediğiniz birisi için ortak bir tanıdık bulmakla aynı şey aslında.
Örneklemem gerekirse ben bu şaşkınlığı Activex markasında yaşadım.
Ürün sektöre girdiğinde üstad Günyol Bakoğlu’nun sesini kullandı. Reklamı bir iki kez izlediğimde sanki yıllardır var olan bir ürünmüş ve benim yeni haberim olmuş hissi uyandırdı.
Sizde kendi örneklerinizi çoğaltabilirsiniz.
Yıllardır reklam sektörüne yön veren ajansların tercih edilme sebepleri de benzer.
Sen tanırsın, beni şu kız ya da erkekle tanıştırır mısın? arkadaş örneğinden yola çıkarsak, ajanslar da okulda herkesi tanıyan popüler öğrenciler gibi.
Peki bu kırılmayacak bir zincir mi?
Tabiri caizse tüm köşeler tutulmuş ise sektöre yeni adım atan bir seslendirmen ya da ajans nasıl bir yol izlemeli?
Burada ticaret hayatının rekabet kuralları devreye giriyor işte, kalitede rekabet-fiyatta rekabet vs.
İşinizi kusursuza yakın yapmalı, kendinizi kanıtlamalı, mesleki ahlak kuralları çerçevesinde davranmalı ve uygun fiyat teklifleri sunmalısınız.
Beyaz eşya devlerinin arasında bende varım diyen Regal,
Mobilya devlerinin arasına giren Enza örneklerindeki gibi.
Yola ilk çıktığınızda 10 koyup 1 aldığınız günlerin sabırla geçmesini bekleyebilirseniz, 1 koyup 10 aldığınız günleri de mutlaka göreceksiniz.